Cumhuriyetimizin Kurucusu,Türk Milletinin Kurtarıcısı, Kahraman Türk Ordusunun Yenilmez Başkomutanı, Türk Gençliğinin Başöğretmeni, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ümüzü aramızdan ebediyete uğurlayışımızın 86. sene-i devriyesinde, Okulumuzda gerçekleştireceğimiz programla Saygı, Sevgi ve Özlemle Anıyoruz. Ruhu şâd olsun.
Atatürk hayvanlara çok düşkündü. Atlarla birlikte köpekleri çok sevdiği, onlarla yakından ilgilendiği bilinirdi. Ayrıca kuşlara karşı da ilgisi vardı ve Çankaya Köşkü'nde birçok güvercinin bakıldığı bir güvercinlik kurdurmuştu. Atatürk Orman Çiftliği'ndeki hayvanlarla da yakından ilgilenir ve durumlarını takip ederdi.
Eğitime her şeyden çok önem verirdi. Tüm işlerini bırakıp bazı liselerin bitirme mülakatlarına girer, öğrencilere eğitimlerini hangi dalda devam ettirmelerinin doğru olacağı konusunda tavsiyelerde dahi bulunurdu.
Kendisinin en başarılı olduğu ders matematikti. Zaten geometride bazı terimlerin Türkçeleştirmesini bizzat yaptığı bilinmektedir. Ayrıca özellikle tarihe karşı da büyük merakı vardı. Bu konuda çok okur ve sürekli öğrenmeye devam ederdi.
Atatürk'ün yabancı dil bildiği genel bir bilgidir. Ancak hangi dile ne derecede hakim olduğu pek bilinmez.
Mustafa Kemal'in, Selanik Askeri Rüştiyesi ve Manastır İdadisinde Fransızca, Harp Okulu ve Harp Akademisinde buna ilaveten ikinci yabancı dil olarak da Almanca eğitimi almıştır.
Fransızca daha önde olmak üzere iki dile de hakimdir. Bu iki dilde kitap okur, konuşabilir ve hatta çeviriler yapardı.
Belli sürelerde yaşadığı Selanik, Sofya, Trablusgarp gibi yerlerde yerel lisanları (Bulgarca, Arapça, Yunanca) anlayıp bir miktar konuşabildiğine de şüphe yoktur.
Bir süre Ankara'da Japoncaya merak saldığı ve Japon Büyükelçi'den ders aldığı da bilinir.
Atatürk'ün en sevdiği yemek, kuru fasulye ve pilavdı. Manastır'da yatılı okuduğu dönemden kalan bir alışkanlıktır bu aynı zamanda.Ancak Atatürk hakkında bilinen bir gerçek de, yemeğe pek düşkün olmadığıdır. En sevdiği kuru fasulye pilavı dahi çatal kaşık ucuyla az miktar yerdi.Bu kadar az yiyip uzun geceler boyu başka bir şey yemeden çalışması çevresindekileri şaşırtmıştır.Ölümüne yakın canı enginar çekmişti. Mevsimi olmadığı için Hatay tarafından getirtilmesi sağlanmıştı. Ancak nadiren arzu ettiği bu yemeği yemek kısmet olmamıştı.
Atatürk'ün tüm gömlekleri beyazdı. Başka renk gömlek giymezdi. Beyaz gömlekler önce İsviçre'den getirtilirdi. Daha sonra yerli üretim ve tüketimin desteklenmesi amacıyla gömlekleri Beyoğlu'nda diktirilmiştir.
Atatürk'ün iki hayali vardı: Biri özellikle Türk tarihi ve dilini araştırabileceği uluslararası bir geziye çıkmaktı. Bu geziyi siyasi bir lider olarak değil bir araştırmacı olarak yapmak istiyordu. İkinci hayali ise çocukluğunun ve gençliğinin geçtiği Rumeli'nin dağlarını, nehirlerini, doğasının tekrar görebilmekti. Ancak bu iki hayali de gerçekleşemedi.
Atatürk'ün okumayı çok sevdiği bilinir. Askeri kitaplardan edebiyata, tarih araştırmalarından yabancı dil geliştirme kitaplarına kadar uzanan geniş bir yelpazede kitaplar okur, mutlaka üzerlerine notlar alırdı.
Atatürk'ün binlerce kitabı vardı. Bunlar arasından Reşat Nuri Güntekin´in "Çalıkuşu" romanını her zaman yanında bulundurur ve ara ara açıp kısa da olsa bazı pasajları okurdu.
Atatürk'ün özellikle Rumeli müziklerine düşkün olduğu bilinir. Ama dans tutkusu müziğin de önündedir. Valsten folklora kadar birçok dans türünü layıkıyla icra edebilirdi. Müzikli davetlerden Balkan dansları festivallerine kadar pek çok yerde dans ettiği görselleri mevcuttur.
Atatürk dış görünüşüne önem verirdi. Bu açıdan modernleşen Türkiye'ye örnek olduğunun farkındaydı. Takım elbiselerinin tasarımlarını bazen kendisi çizer, ona göre diktirirdi. Düzen konusunda takıntılıydı aynı zamanda. Bu giyimindeki özene de yansırdı.